Akan Su

               Baktım da sen ben hep aynıyız. ama bu akan suyun neşesi yok artık. Kimilerinden duyuyorum eziyet ediyorlarmış suya. Bazıları yakında asacaklar onu diyorlar. Suçu neymiş peki ? Martılar soğuk sert şekilde iki kelimeyle Suç İşlemiş !!! diyorlar. (Bu martılarda kabalıklarını bir türlü yenemediler.) Neymiş bu suç ? Akıp giden, seni beni doyuran, denize el veren bu suyun suçu ne olabilir ? Kime kötülük yapmış kimin arkasından söz söylemiş ? Yoksa başkasının hakkına göz koyup kendine mi katmış ?
             Dilimde bu sözlerle dolandım aylarca. En sonunda bir sumru ile durgun bir kıyıda denk geldik. Genel geçer lafların başlattığı sohbetimiz beklendiği gibi bizim akan suya geldi. Sordum nedir dertleri ? Akan suyun neşesini neden alıyorlar elinden kim bu coşku düşmanları ? Sumru benim kızgın olduğumu anlamış olsa da sakin sakin anlattı.
             Akan su ilerde tepesinde karları dört mevsim eksik olmayan bir dağdan çıkar. Onu sen nasıl seviyorsan, o dağdan buraya kadar kim varsa senin kadar çok severler. Çevredeki tüm çıkan sular yolda onunla buluşmak için şelaleler yaparlar, yerin altından geçerler ve ona kavuşurlar. Ama işte onun bu bağlarını elinden alırsan onun ne coşkusu kalır ne de akışındaki mutluluk. Sonra çekilen su yatakları bataklığa dönüştü diye üzerlerini örterler, Kalkıp birde o su yollarını griye boyarlarsa. Sel olur taşkın olur öfkeli suyun önünde kim durabilir ? griliği söker atar. Anlamışsındır şimdi kimin neden akan suya düşman olduğunu, kimin ne bahanelerle onun sonunu hazırladığını.
             Ben bir yağmurcunum belki, Ne dağım var ne de kıyım. Ama buradaki her arkadaşım gibi Akan suya borcum çok. Kanadım çırptığı sürece griye aşık olanların yaptıklarını unutmayacağım.
Sen ben hep aynı kalsak da onlar hep yalnız kalacak.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir