Ev serçeleri hakkında bilmediklerimiz. Ev serçeleri çeşitli habitatlarda hayatta kalma yeteneğine sahiptir. Bundan dolayı bir çok habitata yayılım gösterirler. Ancak ev serçeleri diğer kuş türlerini uzaklaştırma, tüm tohumları tüketme ve rakip türleri öldürme davranışı gösterir.
ABD’de yerel tür olarak bulunmayan serçeler 1851 yılında Avrupa’dan New York’a getirilip serbest bırakılıyor ve günümüzdeki popülasyonlarına ulaşıyor ve yerel türleri tehdit etmeye başlıyor.
Günümüzde ev serçeleri ABD’de de Alaska dışında her eyalette bulunuyor. Ülkemizde yerel tür olarak buluna serçeleri 2000 metre yüksekliklere kadar her alanda onları görmemiz mümkün. Bir fastfood dükkanın önünde patates kızartması çalarken de karşılaşabiliriz.
Proceedings of the Royal Society B’de yayınlanan son araştırmada serçelerin kafa tası gelişimi ve nişastayı parçalamaya yardımcı olan amilaz enzimini oluşturmaya yardımcı olan bir gen dahil olmak üzere genetik değişikliklere uğradığını buldu.
Şehirleşme ile doğal alanları değiştirilip bize uygun(?) alanlar oluşturduk. Ancak burada yaban hayatının yaşayabileceği alanlar bırakmadık. Sadece bizim sunduğumuz şartlara uyum sağlayanların yaşamasını sağlıyoruz
Bizim sunduğumuz şartlara uyum sağlayan bir tür de serçeler. Kendilerine yeterli kadar yuvalama kutusunu işgal etmekle kalmazlar. Çevrede bulunan diğer kutuları da alanlarını güçlü tutmak için işgal ederler.
Parklara konulan yuvalar aslında sadece serçelerin işine yarıyor gibi. Çünkü uygun yaşam alanı olmadan sadece evin olması diğer türlerin kendilerini korumasını sağlayamıyor.
Ancak son zamanlarda serçe popülasyonlarında bir düşüş başladı. Cornell Ornitoloji Laboratuvarı’na göre, Kuzey Amerika’daki ev serçesi sayıları 1966’dan beri yüzde 84 azaldı. İngiltere de ise 1970’den beri yüzde 60 azalma var.
Peki ne oldu da bu denli adaptasyon kabiliyeti olan serçelerin sayılarında düşüş meydana gelmeye başladı? Birçok teori bulunmakta. Trafik, hava kirliliği, pestisit ve böcek azlığını sıralayabiliriz. Dünya’da 540 milyon serçe bulunduğundan tür daha tehlikede değil.
Serçelerin hikayesinden gördüğümüz gibi hala ekolojiyi tam olarak bilmediğimiz ortaya çıkıyor. Yaban hayatını düşünmeden yaptığımız etkiler ile bir türün artması, diğerlerini baskı altına almasını sağlarken birden o türün sonu da olabiliriz.
Bunun için şehirleri tasarlarken yaban hayatını göz ardı etmemeliyiz. Şehirlerde biyolojik çeşitliliği korumazsak yakın tarihte çeşitli ekolojik krizlere maruz kalacağız.
Kaynaklar:
https://blog.nature.org/science/2019/03/25/where-have-all-the-house-sparrows-gone/
https://www.mercurynews.com/2021/02/05/stopping-a-scourge-of-house-sparrows-from-taking-over-saratoga-feeders/
https://royalsocietypublishing.org/doi/full/10.1098/rspb.2018.1246