Yaşadığımız noktaları kendimize göre değiştirmeyi severiz.
Tüf tüflü araçlarımızı biraz gezdirmeye çıkaralım ne dersin ? Ağaçlar varsa kesip hemen bir yol yaparız ve tüf tüflü araçlarımız yeni yerlere rahatça ulaşır.. Ama yorulurlar, dinlenmeleri gerek. Hemen şu e dikenli çalının olduğu yere parkı yerleştirelim. Baktık ki gezdirmek yorucu geldi eee ne olacak parkın yanına bir bina konduralım oraya da ev deriz. Kime ayıp olacakmış baykuş amcaya mı? yok be ne olacak uğursuz deriz kovarız onu. Filmlerdeki gibi yapalım burayı şöyle tropik meyveler yok mu dikelim iki üç tane evet evet tam o kızıl çamın yerine, Kaç lira bu tropik miropik ağaçlar ? ohh olsun olsun, üstüne fiyatını çivileriz de değerli olduğu anlaşılsın.
Değer bilmez bizim insanımız.
–
Şu dikenli tellerden çekelim boydan boya da gezip dolaşmasın şu sincaplar, tilkiler. Bizim iş yerinin bahçesinde kediler var onları getiririm buraya salarım bir de fotoğraf çekerim on numara olur. Kediler geceleri de kuşları avlarlar oh zaten tropik meyvelerimi yiyip duruyorlar. Köpek almak lazım şimdi bir ara gidip şu petshop dan şöyle sevimli bir şey alıyım da bahçeye koyarım takılır.
Aaa burada köylüler de varmış. Selam veriyorum her sabah. Bunlarla da çok samimi olmasak bari. Gerçi onlardan sebze filan alıyorum lezzetli de hani. Ama markette daha ucuz be, onlara da söylicem boşuna yetiştirmesinler AVM içinde ki marketten alsın onlarda. Zaten arsalarını ve evlerini satıp şehir merkezine gidecekler miş belki iş bulurlar da kirada otururlar.
–
Amma dostum oldu burada. Mühendisi, doktoru, mimarı evrende ne kadar popüler meslek erbabı varsa buraya geldi. Biliyordum ama buraların böyle değerleneceğini iyi oldu iyi. Akşamları okey oynamak iyi oluyor. Köşeye de bir park yapmışlar gerçekten taktir edilesi. Öyle aydınlatmışlar ki güneş halt etmiş, bir yürüme yolu yapmışlar yanlarında palmiyeler, kendini hawaii nin kollarına bırakmış gibisin.
Doğa güzel şey cidden.
–
Geçen Parkı yıkacak olmuşlar çok kızdım hemen iki üç kelimeyi yan yana getiremeden sosyal olan ağlarda paylaştım. Kızdım ama. Bizden büyük bir abimiz var çok severim kendisini sohbet ediyoruz başladı bir köşe yazarını anlatmaya, dedi ki çok iyi paylaş sende , abimiz demiş paylaşmaz mıyım, hemen paylaş paylaş herkese gönderdim. Baktım ki bir tanesi bizim abimizin söylediği yazarın altına sorgulayıcı şeyler yazmış. Hop orada duracaksın, . Abimiz görürse ayıp olur. Çocuğu itekledim uzaklaştı hemen. Aslında severdim çocuğu da işte. Beni de onlardan sanmasınlar yok yok ben paylaşmaya devam ederim, bundan sonra böyle.
Okey masasındaki tüm arkadaşlar ava gidiyormuş, evet ya okeyi yere atan arkadaş bile. Sohbete giremedim üzüldüm. Doğanın tadını çıkarıyorlarmış. Çok anlattılar domuzu tek kurşunla öldürdüklerini, canlı tavşanın kafasını kestiklerini, yavrusu olan anne kuşu ateşte pişirdiklerini. İlk başta ürkütücü geldi de şimdi normal geliyor. Gelecek hafta takılırım onlara. Silah nasıl tutulur anlatırım biraz, sohbeti o zaman gör sen, askerde az vurmadık boş şişeleri.
–
Dün bizim tüf tüflü araçlardan bir tanesini yine gezdirmeye çıkardım, efsane bir yer keşfettim. Dağın yamacında ve deniz sanki ayağının altında. Ayağını atsan denizde sin o derece diyorum. Hemen sordum soruşturdum, ucuzmuş arsalar. Zaten Bizim oralara da büyük binalar yapmaya başladılar. Bu insanlar ne biçim havuz, villa, tropik demeden şöyle binaları yapıyorlar. Bu binalar rüzgarı keser oysaki şehir havanlanmaz hamam böcüğü olur. Neyse bu sefer daha büyük bir arsa alacağım buradan, çok büyük ama görenler mermer ocağı kadar büyük desinler.
–
gokcecoskun@mail.com