Dünya genelinde insanların başa çıkmaya çalıştığı çeşitli hastalıklar ve sorunlar meydana gelirken doğa döngüsel olarak devamlılığını sağlıyor. Mevsimler değişiyor, geçen senenin yavruları bu sene kuluçkaya yatıyor.
Bu döngü içinde kuyrukkakanlarda bulunuyor. Kuyrukkakanlar kuyruklarını aşağı yukarı hareket ettirmelerinden isimlerini alıyorlar. Latincede Oenanthe olarak geçen isimleri, ‘’oenos’’(Şarap) ve ‘’anthos’’ çiçek kelimelerinden oluşmaktadır. Buda kuyrukkakanların tıpkı şarap üzümlerinin çiçek açması gibi ilkbaharda Yunanistan’a dönüşünü ifade eder. İlkbaharda ülkemize de ilk olarak güney sahillerinden giriş yapıyorlar. Hatta çöl habitatında yaşayan kuyrukkakan türlerini Antalya sahillerinde görmek mümkün oluyor. Kuyrukkakanlar böcekçil kuşlardandır. Böcekleri avlamak için, yüksek bir yerde durup etrafı izler ve gözüne kestirdiğinde gider yakalar. Türlere göre böcekleri takip ettikleri alanlar ve durdukları cisim değişiklik gösterir. Örneğin boz kuyrukkakanlar taş, alçak çalı ve dallar üzerinde dururlar. Kimi zamanda diğer kuyrukkakanlara göre daha dik pozisyonda durarak gözlem yapar ve koşarak avlarını yakalarlar. Kıbrıs ve alaca kuyrukkakanlar ise genelde daha yüksek kısımlardan gözlem yapmayı severler. Gözlem yaparken kuyruklarını aşağı ve yukarı indirmeleri ise böceklerin ilgisini çekmek için olabilir. Ama asıl olarak kuyruk ve kanat açıp kapatma hareketlerini kur davranışı sergilerken kullanıyorlar.
Baharın gelmesi ile kuyrukkakanları bekleyişimiz başladı. Özellikle nadir olan keşiş ve ak tepeli kuyrukkakanları görebilmek için her hafta sahilleri aramaya başlıyoruz. İlk gelen kuyrukkakanlar genelde boz kuyrukkakanlar oluyor. Mart ayının ilk haftası Manavgat sahilinde 10-15 arası bölgesel olarak onlarla karşılaşmak mümkün. Onların yanında tek tük çöl kuyrukkakanı ve Kıbrıs kuyrukkakana rastlamanız mümkün olabilir. Kuyrukkakanlar uzun göç yolundan sonra geldiklerinde yoğun beslenme davranışı gösterirler. Güçlerini toplayıp daha kur ve üreme davranışları göstereceklerdir.
Antalya’da göçün ilk dönemlerinde kuyrukkakanları sahil kesiminde gözlemleriz. Sıcaklıklar arttıkça onlarda daha yüksek kesimlere doğru hareket ederler. İlk olarak geldikleri yerlerden biri Manavgat nehrinin denize döküldüğü kısım. Manavgat nehrini duymayan yok ancak denize döküldüğü yerin perişanlığını kimse bilmiyor. Etrafta avcılar, piknikçiler, balıkçılar, helikopter pisti içinde yarış yapan motorcular, kaçak karpuz tarlaları, sulak alan içinde yüzün mobilyalar, her türlü moloz kümeleri ve etrafta hiç eksik olamayan her çeşit çöp bulunuyor. Ne gariptir ender rastlanan türlerde göç sırasında bu alanlara uğruyor.