Tuz Gölü’ndeki Yavru Flamingolar Kurtarılabilir miydi?

Yaşam alanları kuruyan binlerce flamingo yavrusu kurtarıldı. Keşke biz de bu başlığı görseydik. Peki kuraklığa rağmen o yavru flamingolar kurtarılabilir miydi? Tek eksiğimiz tarım politikaları mı? Afrika’da yaşanmış bir olay üzerinden anlatacağım.

Güney Afrika’da 2019 yılında yaygın bir kuraklık meydana geldi. Bölgedeki Kimberley Barajı dahi etkilendi. Su seviyesi düştü ve küçük flamingo kolonisinin büyük bir kısmı dağıldı. Arkalarında ise 2000 tane yumurtadan çıkmış yavru kaldı. Çevre koşullarının kötü olması kuşlar üzerinde stres meydana getirir. Bu durum korticosterone seviyesinin artması ile üremeden ve yavru bakımından vaz geçmeyi tetikler. Buradaki gibi olumsuz koşulların altında kalan ebeveynler yavrularını bırakıp gitmişler. Tüm ebeveynler alanı terk eder etmez, yerliler ve çeşitli parklardan,hayvanat bahçelerinden, vahşi yaşam gruplarından gönüllüler/personeller yuvaları denetlemeye başladılar. 2000’e yakın aç ve susuz yavru toplandı.Tüm yavrular çevrede yaban hayatı kurtarma merkezlerine dağıtıldı

Rehabilitasyonu üstlenen yedi gruptan biri olan South African Foundation for the Conservation of Coastal Birds (SANCCOB) bu süreçte bir afetle mücadele ettiklerini söylüyor. Kendilerinin baktığı 500 flamingonun yaklaşık %85’nin hastalığa ve diğer faktörlere yenik düşüyor. Bu demek oluyor ki açlık ve susuzlukla yavrular çeşitli hastalıklara da açık hale geliyor. Kuraklıktan etkilenmiş ama yaşamını kaybetmemiş yavrularında çeşitli hastalıklara maruz kalabileceğini unutmamalıyız. Tuz Gölü’nde diğer yavrular ne durumda?

Bunu haber alan insanlar gönüllü olarak yavru flamingolara yardım etmek için SANCCOB merkezine akın ediyor. Yavruları özel besinlerle beslemek dışında yetişkinlerin davranışlarını taklit ediyorlar.

Bu sırada yaşam alanında diğer kolonilerin durumunu tehdit edecek faktörlerin olup olmadığını araştırmak için Birdlife bilim insanları 24 saat boyunca su kalitesi, alg seviyeleri ile ilgili ölçümler yapıyor. Bizde ise alandan çalışma yapan araştırmacılardan açıklama yok. Daha yumurtadan çıkmamış bireyleri bile kurtarıp büyük emekler harcayarak bir çoğunu tekrar doğaya dönmesini sağlıyorlar. Çünkü gerçekten onların yaşamalarını istiyorlar. Nedenlere sığınarak var olan sorunu geçiştirmiyorlar.

Mevcut kriz neredeyse kontrol altına alındığında, korumacılar baraj ve su sorunlarının uzun vadeli bir çözüm istediklerini toplu olarak belirtiyorlar. Çünkü küçük flamingoların Güney Afrika’da üredikleri tek yer orası. Peki bu üreme alanı önceden var olan bir yer miydi? Hayır. Kırık yıl öncesinde kanalizasyon ve diğer suların etkisi ile alanda bir sulak alan meydana geldi. Algler açısından zengin bir yer olduğundan flamingolar alana geldiler.

Daha sonra sulak alan su seviyesi çok yükseldiği için yuvalama yapmaları zorlaştı. Bunun üzerine Birdlife South Africa, bölgedeki madencilik şirketi ile anlaşarak S şeklinde bir üreme adası inşa ettiler. Bunun aynısını İzmir Kuş Cenneti’nde görebiliriz.

Birdlife South Africa’dan Anderson daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmadıklarını ve ancak insanların flamingo kurtama konusunda tutkulu olduğunu gördüğünü dile getiriyor. Gerçekleşen iklim değişikliklerine ve habitat tahribatına karşı alanın korunması vurgulanıyor.

Tüm bunları okuduysanız, sizce tek eksik olduğumuz nokta yanlış tarımsal sulama mı? Yaban hayatımızı izleme ve rehabilitasyon konusunda eksiklerimiz yok mu? Kuraklık fark edildiğinde alana su göndermek çözüm olmayacaktı. O hayvanları rehabilitasyona ve bakıma almalıydık.

Peki bizim böyle bir alt yapımız var mı? Peki bizim bu konuda yetişmiş Veteriner Hekim’lerimiz var mı? Rehabilitasyon adı altında derneklerimiz? Hiç biri yok. Bizde kriz anında tek seçenek ölüm.

İlk kez karşılaşıldı, kuraklık kaçınılmaz, suçlusu tarımsal sulama v.s. bu hayvanlar ÖLDÜ. Geride kalanların ne olduğunu bilmiyoruz bile. Bu hayvanlar ölmeyebilirdi. 20.000 yavruyu sayan araştırmacılar/görevliler ne yapıyor?

Gökçe Coşkun
2021

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir