Çatal Kıyı

Geçen çatal kıyıdan geçiyorum, yorulmuşum akşam da olmuş biraz dinleneyim dedim. İçinden geçiriyorsun bu çocuk burayı sevmez diye ama yorulmuş beden söz dinlemez bunu da en iyi sen bilirsin. Sen çatal kıyıyı neden sevmediğimi de bilirsin. Bu ufaklıklar bilmezde sen bilirsin.

            Uzun fırtınadan kaçıp buraya saklanan bizimkileri bu çatal kıyıda sazlık dışına itmişler o fırtınada iki yavruyu kaybetmişiz. Yavruların annesi öyle ağlamış ki dere taşmış akarsu olmuş berrak denizciler ne kadar kumu yığsalarda bir çatal yapmaktan öteye gidememişler. Ondan sonra bunu gören berrak denizciler buraya çatal kıyı demişler. Hüznü büyük yani çatal kıyıyı ondan sevmem. Her neyse ben kendime bir ince kumluk bulmuş dingin tatlı suda dinlenirken sözlere tanık oldum. Severim dururken dinlemeyi. Sen kızıyorsun buna ama ne yapayım bu da uğraş bize.
Dinlerken şaşıp kaldım, Ne diye bir martı dalda bülbül, bir ötleğen sazlıkta ördek, bir dalgıç leş de karga olmak ister ? en garibi de sen kırlangıç halinle tut akbaba olmak istiyorum de. Şaştım gerçekten. Bu çatal kıyı nın havası bozuk arkadaş. Yakında tutarlar bunların hepsi biz insan olmak istiyoruz derler.

Çok uzatmadan bende gideyim buradan, aklımdan neler geçti birden. Bir şey olmayı düşlemek ne kolay şeymiş. Ne olduğunu unutturuyor kendine.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir